HEMDEM





Gözlerindeki korkuyu görmemek mümkün değildi. Hani derler ya göz bebekleri titriyor diye işte tam öyle. Giydiği  lacivert takım vücuduna tam oturmuş, geniş omuzlarını daha da ortaya çıkarmıştı. Üsten attığı bakışı beni korkutuyordu.

Alnıma dayadığı silahın kabzası öyle güzeldi ki gümüş rengi gözümü alıyordu. Komple siyah olan silahın sadece kabza kapağı gümüştü ve sanki daha önce el sürülmemiş gibiydi. Emniyet mandalı açık her an patlamaya hazırdı. Silahı tutanın birinden emir aldığı belliydi. Çünkü onca lafımdan sonra beni vurması gerekirdi. “Ellerin titriyor, istersen oyuncak sandığın aleti indir de yüzünle konuşalım.” Adam elindekini indirdi. O an bir oh çekmek istedim fakat  beni ne beklediğini hala bilmiyordum. Rahatlamama izin verilmeden ensemde bir soğukluk hissettim. Gözlerimi etrafımda gezdirdim, herkes korkan gözlerle bana bakıyor sanki bağırmak için izin istiyorlardı. Birçok kız sessiz sessiz ağlıyordu. Ensemdeki soğuk metal biraz daha bastırılınca küçük bir inilti çıktı dudaklarımın arasından. Yavaşça arkama döndüm. Enseme denk gelen metal şimdi alnıma çıkmıştı ve silahı tutan  öyle donuk bakıyordu ki ağzımı açıp tek bir kelime edemedim. Karşımdakini tarif etmem gerekirse siyah takım giymiş, uzun boylu, kumral birisi. Şu an kendisinden daha çok tuttuğu silaha odaklanmış bulunmaktayım. Elinde tuttuğu gövdesi simsiyah, kabzasında tuhaf bir desen olan silah barut kokuyordu. Hani küçükken torpil patlatırdık da etrafı bir koku sarardı ya, işte aynı öyle bir koku.

Ben silaha o bana bakarken bir topuk sesi bozdu bütün sessizliği. Ben arkamı dönemiyordum korkumdan ama o gözlerini kapıya çevirdiğinde gözlerinde o parlamayı gördüm. O kadın kimse öyle güzel baktı ki ona, o ruhsuz bakan adamın gözlerinde bir çocuğun sevinci vardı sanki. “Gidiyoruz” dedi kadın, adam kafasını salladı, silahı indirdi. Kadın uzaklaşırken gözlerimin içine baktı büyümüş göz bebekleriyle. Parıldayan ela gözleri tekrar eski donukluğunu aldı. “Sen de geliyorsun.” Sanki itiraz edeceğimi biliyormuş gibi silah tutan eli hızla havaya kalktı. O an ne olacağını biliyordum fakat karşı koyacak güç bende yoktu.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

TARİHİN TOZLU RAFLARINDAN BİR BOSNA HİKAYESİ İNCİR KUŞLARI

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE DAĞLIK KARABAĞ VE AZERBAYCAN

PETROL BİR LANET