SİLUET
Gözlerimi açamıyorum, şakaklarımdan enseme uzanan keskin bir
sızı var, etrafım sessiz.. Yavaşça
açıyorum gözlerimi, karanlığa alışmamış gözlerim ve burnuma dolan çürümüş et
kokusu. O kadar keskindi ki midem bulanıyordu.
Hareket etmek istedim fakat başımdaki bu ağrı buna izin
vermiyordu. Gözlerim yavaş yavaş karanlığa alışınca etrafıma bakıyorum, yerde
yatan birçok beden ve ucu belli olmayan koca koca duvarlar boylu boyunca
uzanıyordu. Korkuyla ayağa kalktım, çıkış bulmak için tekrar etrafıma baktım fakat
üstlerinde kurmuş kan olan bir sürü bedenden başka bir şey göremiyorum. Midemin
bulantısı ısrarla kendini belli ederken, korkudan titremeye başlıyorum. Adım
atmaya yer olmayan bu koca boş binada tek canlı insan ben miydim?
Cebimde titreyen telefon sayesinde istemsizce çığlık
atıyorum. Attığım çığlıkla enseme giren sancı dengemi bozuyor, bir adım
gerilerken ayağıma takılan cansız beden tekrar çığlık attırıyor bana. Telefon
tekrar sessizliğe gömülünce polisi aramak aklıma geliyor, telefonu cebimden çıkarıp
hemen numarayı çeviriyorum. Biraz sonra karşıdan ses gelince hemen konuşmaya
başlıyorum, kadın bana sakin olmamı ve etrafı tarif etmemi söylerken bir anda
ışıklar açılıyor. Olabildiğince büyük, boş bir bina ve onlarca ceset. Az ilerde
bana doğru gelen dört siluet..
Yorumlar
Yorum Gönder