YENİ EKONOMİ
EKONOMİNİN YENİ HAKİMİ ÇİN
Ekonomik
reformların uygulanmasından beri (1978) Çin ekonomisi, dünyanın en
hızlı büyüyen ekonomilerinden biri oldu. 2018 yılında Çin, Küresel Gayri Safi
Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 18,6’sından sorumlu. Dünya’nın en önemli ihracatçısı
Çin dünya genelinde bilgisayarların %41’ini, klimaların %34’ünü ve telefonların
%70’ini ihraç ediyor. Dünya devi Amerika Birleşik Devletleri’nin ekonomik
anlamda peşini bırakmayan Çin, akıllara ABD’yi ne zaman geçecek sorularını
getiriyor? Dönemin ABD Başkanı Nixon’un “Ekonomik anlamda en çok zorlanan üç
ülke arasında” dediği Çin şimdilerde bir dünya markası.
Çin
Dünya’nın ilk uygarlıklarından biri olarak ortaya çıktı. Yaklaşık bir buçuk milyar güncel nüfusu ile dünyanın
en kalabalık ülkesi, öyle ki Güney Amerika, Kuzey Amerika, Yeni Zelanda,
İskandinavya ve Batı Avrupa’nın tamamının birleşiminden fazla (1.3980.000.000).
Nüfusun
sadece %16’sı Çin’in mega şehirlerinde yaşıyor. Bu şehirlerin her birinin
nüfusu 10 milyon. Dünya’da bu durumda olan sadece 47 şehir var.
2.
Dünya Savaşı’nda Çin ve Amerika, Japonya’nın saldırısına karşı güçlü ittifak
oluşturdu. Bu iki devlet kendini seri üretime adadı. Sadece erkekler değil
yaklaşık 3 bin kadın da iş gücüne katkı sağladı, kadınlar bir fabrikada askerler için
battaniye üretiyordu. Fakat Japonlarla savaştıktan sonra Çin ikiye bölündü.
Milliyetçiler ve Komünistler.
1949
yılında Mao Zedang önderliğindeki komünistler zafer elde ederek Çin Halk
Cumhuriyeti’ni kurdu. Mao döneminde zenginlik herkese eşit bölündü, bu
kolektifi devlet temsil eder. Çin finans, yiyecek ve ürün açısından kendine
yetecek konumdadır ve Kapitalist Batı ile diplomatik ilişkiler sona erer.
Çin
542 milyonluk nüfusu ile kendi dünyasını kurar.
1958’de
Mao ülkeyi modernleştirmek adına milyonlarca köylüyü tarlasından ayırıp
fabrikada çalışmaya teşvik eder. Kültürel devrimler başlatır ve muhalifleri
eğitim kamplarına göndererek cezalandırır, en az bir milyon insan ölür. Bu
çatışma döneminde Çin kıtlık yaşar, mahvolan altyapı ve çökmüş ekonomiden darbe
alır.
1960
yılında Çin ekonomisi 59 milyar dolar değerindedir. Amerika ise, 543 milyar
dolar.
Amerika
1972’de, Mao ve Sovyetler Birliği’ndeki komünist ittifakları arasında olan
ayrışmadan faydalanarak Mao’yu indirmeye karar verir. Richard Nixon Çin’i
ziyaret eden ilk ABD Başkanı olur. 25 yıllık yalnızlıktan sonra Mao ABD ile
bağları tekrar güçlendirme kararı alır. İki devletin de amaçları farklıdır. Dönemin
ABD Başkanı Richard Nixon Çin’i Amerikanvari Amerkanvari demokrasi kurmaya
teşvik eder, başarır da fakat uzun sürmez. Mao 1976 yılında ölür, bu sırada
otokrat sistem yön değiştirir. 1978’in sonunda Deng Xiaoping başa gelir.
Deng
Çin’i üretime teşvik eder, güçlü olduklarını ve para kazanırlarsa Batı’ya
açılacaklarını söyler. Bu yüzden Amerika’yı gezer, öğrenir. Çin aslında dünyaya
mesaj verir. Kapitalist Çin’in yükseleceğini, iş yapmaya hazır olduğunu
belirtir.
Deng
reformlarına 1979’da ‘Ekonomik Reform’ programı uygulayarak başlar. Dört
ekonomik güç bölgesi seçer ve hepsi farklı komünist kurallara göre oynar.
Fabrikalar Batı’ya mal ihraç edebilir, ihracatçılar kapitalist ülkelerle ticaret yapabilir. Amaç bölgelerin yabancı yatırımı çekmesi ve ülkenin tamamı için mini ekonomik motor görevi görmesi. Ve bu mükemmel bir şekilde işe yarar.
MİNİ
EKONOMİK MOTORLAR
Çin
Halk Cumhuriyeti lideri Deng Xiaoping Çin’in ilk ekonomik bölgesi Shenzhen
Balıkçı Köyü için şu sözleri kullanır:
“Sadece üç sene önce bu bölgede
birkaç köy ve çeltik tarlaları vardı. Bugün burası vızır vızır çalışan bir
ticari bölge, sıfırdan inşa edilen bir sanayi şehri.”
Liderin
dediği gibi Shenzhen 1982’de bir nevi sanayi şehri olur. Deng bunu yaparken
kominizim ve Mao yönetimine sadık kalır. 59 bin nüfuslu Shenzhen Balıkçı
Köyü 2016’ya kadar nüfusu 12 milyona
çıkar. Kişi başına düşen GSMH %25,569 artar.
Ve Çin 30 yıl boyunca bu tarz bölgeler oluşturmaya başlar.
2005
yılında Çin, ülkenin iki tarafına da bin 285 kilometrekarelik (bir Roma
büyüklüğünde) mahalleler inşa eder.
Çin’in
ilk ekonomik bölgelerinde verimlilik tavan yapar, ihracatlar artmıştır. Çin’in 3 yılda kullandığı (2012-2014) çimento
miktarı ABD’nin 20. Yüzyılda kullandığı çimento miktarından fazladır.
Çin’in üçüncü özel ekonomik bölgesi
Guangdong eyaletinde önemli bir ürün vardır, ‘Oyuncaklar’.
Bu
bölgenin bin 500’den fazla oyuncak fabrikası var ve önemli bir ihracat bölgesi.
Yapılan reklamlar Çin’in bu sektöre daha fazla yönelmesini sağlar. Dünya’da
kapitalizm diye adlandırılan bu şey Çin’de ‘Çin Karakteristlikli Sosyalizm’
diye adlandırılır. Çin bu yöntem
sayesinde Batı’nın ucuz mallara olan taleplerinden yararlanır. Bu dönemde Çin
gelişmeye devam eder ama dünya devi hala ABD’dir.
1980-90’da
Çin’in ekonomisi neredeyse iki katına çıkar. 191 miyar dolardan 360 milyar
dolara. ABD ise 6 trilyon dolar olur.
Bu
yükseliş sorunları da beraberinde getirir. 1989’da gençler daha fazla kar ister.
Pekin’de öğrenciler her gün protesto düzenleyerek demokrasi, konuşma özgürlüğü
ve basın özgürlüğü ister.
4
Haziran’da iktidardaki Komünist Parti “ekonomik özgürlük ayrı, siyasi özgürlük
ayrı” diyerek net bir mesaj gönderir. Ülke içinde askeri güç kullanılır, hükümet
ölü sayısını gizler. Bu olay dünyada ‘Tiananmen Meydanı Katliamı’ olarak
bilinir.
1990’da
hükümet para kazananları teşviklere başlar. Şanghay Menkul Kıymetler Borsası
açılır. Borsa alevlenir, herkes paranın hayalini kurmaya başlar. Hisseler
satışa çıkar.
Tianenmen
katliamı çoktan unutulmuş, insanların yaşam kaliteleri artmıştı. Yurtdışından
gelen ürünler lüks aracı olarak görülmeye başlandı. Birçok vatandaşsa yurtdışı
ürünlerini alacak paraya sahip değildi. Bu durum sahte ürünlerin önünü açar, sahte
ürünler satışa çıkar bu da Çin’in GSMH’nin %8’ini oluşturan tüketiciler için
yeni pazar demektir. Bu sahte ürünler çok geçmeden dünyaya yayılır. Doğal
olarak orijinalleri yapanlar bu durumu hoş karşılamazlar.
Çin iç
savaş ve ekonomik yükselişlerden sonra Dünya’da resmi olarak tanınmak istiyor Bunu
yapabilmesinin en kesin yolunun Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmak olduğunu
bilerek hareket etmeye başlıyor. Dönemin Başkanı Bill Clinton Çin’in bu
hareketini destekler. Clinton desteğini şu sözlerle ifade eder:
“Çin
ekonomisinin açılmasıyla Çin halkına daha fazla refah götürerek Amerikalı
çiftçilerin, işçilerin ve şirketlerin Çin pazarında başarılı şekilde rekabet
edebilmesi için eşi benzeri görülmemiş fırsatlar yaratabiliyoruz.”
Çin’in Dünya’ya açılması dünya refahı, iş gücü
demekti fakat sahte ürünler Çin’e destek değil, köstek olur. ABD bunu durdurmak
için Çin Hükümeti ile bağlantılar kurar. Amerika Çin’in sahte mal üretimi ile
mücadele etmesinde ısrarcı olur ve Çin dünya devinin sözünü dinler.
Fakat
2019’da sahte ürünlerin %85’i hala Çin’den geliyordu. Çin ticareti dengelemek
için yeniden söz verdi. Kasım 1998’de ABD, Çin’in Dünya Ticaret Örgütü girişini
desteklemeyi kabul eder, Çin ekonomisi bir trilyon dolar seviyesine ulaşır. ABD
ise, 9 trilyon dolar ile hala öndedir.
2008
DARBESİ ÇİN’İN YENİDEN DOĞUŞU
2008’de
Çin’i ekonomik kriz vurur ve bu kriz tüm dünyayı etkiler. 1929’dan beri görülen
en kötü ekonomik krizdir. ABD’de neredeyse 3 milyon insan işini kaybeder. 2
milyona yakın işyeri kepenk indirir ve 10 milyon ev iki sene içinde
haczedilir. Bu durumda ABD ihracatı
keser ve Çin en büyük darbeyi buradan alır. Amerika’nın bu darbesi Çin’de
birçok fabrikayı kapattırır.
Çin’de
her şeyi devlet yönetir. Fakat yeni lider Hu Jintao hiç endişeli değildir. Her
kaybı devlet cebinden karşılayan Jintao “Sosyalist ve demokrat bir siyasi
sistem için Çin Karakteristikli Sosyalizm politikamıza devam etmeliyiz” diyerek
Çin için 586 milyar dolarlık kurtarma paketi çıkarır, fabrikalar sadece Çin
halkı için üretime döner. 2008 krizi Çin için yıkım değil yeniden doğuştur.
Çin
ekonomik üstünlüğünü kurarak Afrika ve Asya gibi uzak, gelişmekteki ülkelere
gizli yatırımlar yapar.
2015
yılında Çin’in en iddialı politikalarından biri ‘Bir Kuşak Bir Yol Girişim’i
ortaya çıkar. Bu projenin geniş altyapı projeleri vardır. Bunlar; Çin’in
kıyısındaki Yiwu’dan ta Londra’ya uzanan 12 bin km demiryolu, Doğu Çin’i
Pakistan’ın derin su limanlarına bağlayan dev bir otoyol ağı ve
Türkmenistan’dan Orta Asya üzerinden Çin’in sınırlarına kadar doğalgaz
taşıyabilen bin 883 km’lik boru hattı.
Çin
bu altyapı projeleri için bir trilyon dolardan fazla yatırım yapar.
Çin’in
en yeni lideri Xi Jinping’in bu son stratejisi Batı’yı gerçek anlamda şaşırtır.
Bu projeler kılıç yerine çek defteri ile toprak satın almaktı. Projeler birçok
ülkeye istihdam sağladı. Çin zenginleşmeye devam ediyordu.
2018’de
Çin’in ekonomisi ABD’ye yaklaşır. Çin 13 trilyon dolar; ABD 20 trilyon dolar.
Çin
Merkez Bankası Para Politikası Komitesi üyesi Ma Jun, Çin'in Gayri Safi Yurtiçi
Hasılası’nın 2021 yılında, küresel ölçekte uygulanabilecek toplu aşılama
programları etkisiyle, yüzde 8,5 artabileceğini ifade eden Ma Jun, “Çin'in
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üye ülkelerinin 2021 yılının ilk
yarısında nüfuslarının çoğunluğunu aşılama kararı almaları durumunda, Çin'in
ihracatı yükselecek” açıklamasında bulundu. Diğer yandan Jun Avrupa ve ABD
ekonomilerinin olası büyümelerinin de Çin'in ihracatına olumlu etkisi olacağını
söyledi.
Bu
hızlı artış akıllara şu soruyu getiriyor. Çin dünya devi ABD’yi geçecek mi? Ya
da ne zaman geçecek? Ekonomistlerin en iyi tahmini 2028’i gösteriyor. Tahminler
şöyle;
Çin
22 trilyon dolar, ABD 21 trilyon dolar.
50
yıl önce Nixon Çin’i en çok zorlanan 3 ülke arasında görürken günümüzde tüm
dünya Çin’in yükselişini konuşuyor.
Çin
Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping'in "Çin Rüyası" vizyonu ile özellikle
Pekin'deki siyasi sınıf, ülkelerinin güçlenmesini tarihsel bir yanlışın
düzeltilmesi olarak görüyor. Şi’nin 2012 yılında iktidara gelişinden bu yana
Çin'in devlet ve parti liderleri, halka geçmiş zamanların ihtişamının geri
döneceğinin sözünü verdi. Şi bunu yaparak Çinlilerin tarihsel belleğinde bir
noktaya parmak basmayı hedefledi.
Konu
kar elde etmek olunca devlet destekli kapitalizmin işe yaradığını herkes
farkında. Çin’in kapitalist sistemi belki de ABD’nin demokratik sisteminden
daha iyidir. Tarih sadece ekonomik güç ile güçlü ülke kurulmadığını gösteriyor.
Çin geleceği ne olursa olsun, Çin artık göz ardı edilemez.
Biliyor
Musunuz?
Sahte mal üretiminde Türkiye %3 ile
ikinci sırada.
Mao Zedong’un Kültür Devrimi 1969’da
sona erdi.
Deng Xiaoping 1979 yılında ABD’yi
turlayan ilk Çinli lider. NASA’da VIP tura katıldı. Hatta o dönem Çin ekonomik
olarak dünyaya kucak açmaya hazırdı.
Otokrasi, monarşinin bir çeşididir.
Yönetici, bütün siyasî yetkileri tek başına elinde bulundurur. Fakat monarşinin
aksine yönetim miras yoluyla kalmamış, kişi tarafından ele geçirilmiştir.
ABD 100 yılda 4,5 gigatons; Çin 3 yılda
6,6 gigatons çimento harcar.
1929 krizi yani Büyük Buhran, 1929
Dünya Ekonomik Bunalımı veya pek bilinmeyen ismiyle Büyük Depresyon, 1929'da başlayan
(etkilerini ancak 1930 yılının sonlarında tam anlamıyla hissettiren)
ve 1930'lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen
isimdir. Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa'yı merkez almasına
rağmen, dünyanın geri kalanında da (özellikle de sanayileşmiş ülkelerde) yıkıcı
etkiler yaratmıştır.
1982’de Devlet Başkanları için
diktatörlüğü engellemek amacıyla İki Dönem Sınırlaması getirilmişti. Çin Ulusal
Halk Kongresi 2018 yılında politikaların devamı gerekçesiyle bu sınırlamayı
kaldırdı. Fakat siyaset bilimciler bunun bir gerileme olduğunu düşünüyorlar.
Siyaset bilimci Joseph Cheng “Bu değişiklik açık bir şekilde geriye gidiş ve
inanıyorum ki parti yönetiminde ve devlet teşkilatında bir kızgınlığa neden
olacak. Çünkü Maoist yönetim biçimine geri dönme ihtimalinden endişe ediyorlar”
dedi.
Kaynakça:
· https://www.dw.com/tr/%C5%9Fi-cinping-ve-%C3%A7in-r%C3%BCyas%C4%B1/a-43693511
·
Eğlenceli Tarih
Dersleri Belgeseli ‘Çin’in Yükselişi’
·
Büyük Larousse sözlük
ve ansiklopedisi, Milliyet yayınları, Çin Başlığı.
·
https://www.dunya.com/kuresel-ekonomi/ab-ve-cin-yatirim-gorusmeleri-son-asamada-haberi-604165
Yorumlar
Yorum Gönder